15 Aralık 2007 Cumartesi

BU BAYRAM NEFSİ KURBAN EDELİM

İşyerinde arkadaş gurubunda yaklaşan kurban bayramı münasebetiyle mevzu kurban kesmeden açıldı. Tüm gurub üyelerinin aylık geliri ülke ortalamasının üzerinde olmasına rağmen nefisler hep kesmenin bize borç olmadığına dair deliller getirmeye çalışıyordu. Ev yok, borç var, araba yok. Belki de matematiksel olarak hesapladığımızda gerçekten bize kurban borç değildi.

Ama vicdanıma danıştığımda ve diğer eşya ile olan münasebetlerime baktığımda ve Kurban kesmenin kalb ve ruhuma, nefis terbiyesine bakan hikmetlerini düşündüğümde, kurban kesmemekle ne kadar büyük bir ni’metten mahrum kalacağımı düşündüm.

Hepimizin cep telefonu vardı ve cep telefonu ( hele son model ) kullanmak bize vacip değildi. Ama gerek sürekli yenilemek, gerekse lüzumsuz kullanımlar sebebiyle her yıl birkaç kurban parası miktarı harcıyorduk. Daha başka birçok eşyaya bizi mutlu edeceğini zannederek acımadan para sarf ediyorduk. Ve çoğu zaman umduğumuzun aksine yeni sıkıntılara, yeni harcamalara sürükleniyorduk. Oysa kalb ve ruhu gıdalandırmak nefsi dizginlemek için kurban kesmeye biz muhtaç olduğumuzu anlasak, lüzumsuz harcamalardan biraz kısıp, pek rahat kurban kesebilirdik. Bize borç olmadığı söylense bile, o eşsiz ni’metten mahrum kalmazdık.

Evet Allah’ın kulun kurbanına, hiçbir şeye ihtiyacı elbette yok. Ama biz son derece muhtacız.

Hayatımızı tehdit eden sınırsız eşya karşısında titrememek, kainatı kapsayan sınırsız ihtiyaçlarımız karşısında aciz mahlukata dilenci olmamak için kurban kesmekle Allah’ın sınırsız kudret ve sınırsız hazinelerini keşfe muhtacız.

Rabbimizin verdiği nimetin bir kısmını O’nun rızası için kurban etmekle, bize hediye ettiği sayısız nimetlerin kıymetini, değerini, güzelliğini anlamaya biz muhtacız.

O’nun verdiği her biri kainat değerinde olan nimetlerin faniliğini görüp ıztıraba düşmemek ve ebedi olan ahiretteki asıllarını hatırlayarak kalb ve ruhumuza teneffüs ettirmek için kurban kesmeye biz muhtacız.

Fani olan, bugün gideceğinin hatırlanmasıyla kalbimizi kanatan, yarın elimizden çıkmakla kalbimizi kanatacak olan eşya ile kurduğumuz yanlış bağlarımızı kesmek için kurban kesmeye muhtacız. Ta ki yarın elimizden alındığında feryat etmeyelim, zaten kurban kesmekle fani olduğunu, emanet olduğunu ve imtihan sebebi olduğunu uygulamalı olarak öğrenmiştim diyelim.

Ayine-i Samed, mahalli iman olan kalbin, batınına girmemesi gereken, girmekle kalb ve ruhu tarifsiz acılara maruz bırakan fani mahbubları oradan çıkarıp, kalbin aradığı gerçek ve daimi ihtiyacı olan Allah sevgisini koymak için kurbanla fani mahbublarla olan yanlış bağları kesmeye şiddetle muhtacız.

Eşyaya köle olmamak, rızkı patrondan, devletten bilmeyip onlara minnet etmemek, cazibesi karşısında aldanıp dünyada boğulmamak, mahlûkatta güç vehmedip korkmamak için, onlara atfettiğimiz vehmi, yalancı özellikleri kurban kesme eğitimiyle, silip atmaya çok muhtacız.


Sevdiklerimize ait zannettiğimiz güzelliklerin onlara ait olmadığını fark etmek, böylece gitmeleriyle/nankörlükleri ile üzülmemek, bizi mutlu eden tüm güzelliklerin hakiki sahibini tanımak ve O’na yönelmek böylece hakiki, daimi, sonu olmayan sevgiliye kavuşmak için kurbanla O’na yaklaşmaya biz muhtacız.

Lezzetinden yüzlerce kat elem veren fani zevklerin peşinde koşan, isteğini yerine getirince doymayıp açlığı artıp daha fazlasını isteyen, bizi dünyada boğup iki cihan saadetimizi mahvetmek isteyen nefsimizi dizginlemeyi öğrenmek için kurban kesmeye çok muhtacız.

Sevdiklerimizi mutlu etmek, gözlerinde sevinç, dudaklarında tebessüm ifadesini görmek için saatlerce hazırlık ( surpriz, kek, yemek vs) yapan bizler, sınırsız ni’metler ikram eden ve daimi sevilmeye layık olan Allah’ın rızasını celbetmenin, meleklerine karşı bizimle iftihar etmesinin şerefine, lezzetine muhtaç değil miyiz? “Adem oğlu, Kurban Bayramı günü Allah Teâlâ katında kan akıtmaktan daha sevimli hiçbir amel yapmamıştır” hadisindeki müjdeye nail olmaya ruhumuz ne kadar muhtaç farkında mıyız?

Hasılı, Kurban kesmekle aslında kurbanı değil, ameliyat eder gibi, daha bilemediğimiz nice kalbimize yerleşmiş ve acıtan yanlış bağları, yanlış fikirleri, aldatıcı vehimleri, alakaları kesiyoruz. Kurban etini yemekle maddi bedenimizden ziyade, ameliyat sonrası ilaç ve gıda olacak doğru fikir ve hislerle kalbimizi gıdalandırıyoruz.

Gelin tüm bu gıdalardan ruhumuzu mahrum bırakmayalım. Nefsimiz ve tanıdıklar sana kurban borç değil desede, nice yerlere yaptığımız lüzumsuz harcamaları hatırlayalım ve borç olmasa da imkanımız varsa kurban keselim.

Gelin bu bayram nefsi kurban edelim
Gelin bu bayram kalbimizi sultan edelim.

Hiç yorum yok: