7 Ocak 2008 Pazartesi

Nuh'un Gemisine Binmek


Kur'anı kerimdempeygamber kıssaları çok yer tutar. Kur'an'ın yaklaşık yarısı peygamber kıssalarına ayrılmıştır. Elbettebu bilgiler tarih bilgisi ya da genel kültür olsun diye değildir. Kur'an her asırdaki her insana hitap ettiğine göre her insana dönük, her insanı ilgilendiren mesajlar içerir. Peygamber kıssalarında da her insanı dolayısıyla günümüz insanını ilgilendiren mesajlar vardır. Yusuf suresinde bu husus açıkça geçer. " akıl sahipleri için peygamber kıssalarında ibret vardır."


Ayetin de belirttiği gibi kıssalardan ibret almak akıl sahibi olmayı gerektiriryor. Rabbimizin idrakinden aciz olduğumuz hikmet ve adaletinin kemal tecellisi, herkese özel imtihan şartları hazırlamış. Kimsenin imtihanı diğeriyle tıpa tıp aynı değil, benzer ama aynı değil. O yüzden kimse diğerine bakıp kopya çekemiyor. Aklını kullanıp ibret alması gerekiyor.


Örneğin nuh tufanını okuyan günümüzde tufan olmadığını, dolayısıyla denizler büyüklüğünde dalgaların olmadığını düşünüp bu kıssanın kendisine hitap etmediğini düşünebilir. Oysa günümüzde nuh tufanının benzerleri hep yaşanıyor. Ve bu dalğalarda her gün binlerce insan boğuluyor. Zenginlik, fakirlik, hastalık, musibet, deprem bir dalgadır. Bu dalgalar insanları boğabilir de, insan dalgalar üzerinde yüzebilir de.


Bazı ekonomik krizde çoğunluk iflas ettiği halde, tedbirini alan aklını kullanan bazıların karını arttıdığı, işini büyüttüğü görülür.Aynı olay bazılarını boğarken, bazıların yükselmesine vesile olmuştur. Aynı kanun manevi hayatta daha yoğun bir şekilde cereyan eder. İnsanın sürekli maruz kaldığı dalgalar onu boğabilir de, büyük sıçramalar yapmasına vesile de olabilir.


Nuh tufanında Hz. Nuh'a iman eden ve O'nun gemisine binen denizin dağlarvari dalgalarında boğulmadığı gibi, gemilerinin üzerinde Allah'ın kudret manzaralarını hayret ve ibretle syretmişlerdir. Peki, günümüz dalgalarında boğulmayıp üzerinde yüzmek ve o dalgaları ibretle seyredecek bir emniyet ve sukunet gemisine binmek nasıl olur. Bu sorunun cevabını Bediüzzman 1. lem'ada veriyor." Ve mütemadiyen mevt ve hayatın değişmesiyle seneler ve karnlar emvacı üstünde hadsiz cenazeler binip ademe atılan dünyamız ve zeminimizde, Kur'an-ı Hakîm'in tezgâhında yapılan bir sefine-i maneviye hükmüne geçen hakikat-ı İslâmiyet içine girip selâmetle o denizin üstünde gezip, tâ sahil-i selâmete çıkarak hayatımızın vazifesi bitsin. O denizin fırtınaları ve zelzeleleri, sinema perdeleri gibi tenezzühün manzaralarını tazelendirmekle, vahşet ve dehşet yerine, nazar-ı ibret ve tefekkürü keyiflendirerek okşayıp ışıklandırsın"


Bize dokundurulan her dalğa içerisinde cemal de barındırıyor. Söz geçiremediğimiz nefsi dizginlemek, uymakla saadeti yaşadığımız kalbimize güç vermek için ilahi bir yardıma dönüşebiliyor. Başına gelen her hadiseyi Kur'anın nuruyla okuyup en güzel şekilde istifade edenlere ne mutlu.

Hiç yorum yok: