21 Ocak 2008 Pazartesi

Kainatla Tanışmak


Bir odaya girdiğimizde herkes bir iş ile meşgul ise, birisi çay yapıyor, diğeri etrafı süpürüyor, öbürü masaları siliyor olduğu halde biz uzun süre onları seyrederek boş boş oturabilir miyiz? Veya onlar bize niye sen boş oturuyorsun bize katıl bir şeyler yap demez mi ? Biz de madem herkes bir şeylerle meşgul, ben de bir şeyler yapayım demez miyiz?

İnsan sosyal bir varlık. Etrafından etkilenmemesi mümkün değil. İnsanın kâinatta her an iç içe olduğu sayısız mahlûkattan her an etkilendiği muhakkak. Bu etkilenme doğru şekilde olup her an onun istifadesine de dönüşebilir; veya yanlış şekilde olup her an ruhuna sayısız elemler de yağdırabilir.

İnsanın kainattan doğru etkilenip dolayısıyla doğru şeyler yapma konusunda ondan her an destek alması nasıl olacak?

Kişi eğer islamdan habersiz ise fıtratın ve vicdanının sesini dinleyip kâinatta hiçbir şeyin vazifesiz, başıboş olmadığını fark edip kendisinin de vazifelerinin olması gerektiğini düşündüğünde önüne kapılar açılacaktır.

İslamdan haberdar birisi ise zerrelerden, yıldızlara kadar her mahlukatın vazifelerinde çalışmasını fark edecek. Allah’ın emirlerine uymanın ibadet olduğunu ve tüm mahlukatın Allah’ın emirlerine harfiyen uymakla ibadet ettiklerini, manen Bismillah dediklerini anlayacak. Bunu anlaması için de kendisi Bismillah diyecek.

Bismillah demekle kainatla tanışma, kainatla dost olma, girişteki örnekte olduğu gibi kainattan doğru etkilenme başlayacaktır. Besmele bir anahtara dönüşecektir. Zerrelerin, hücrelerin, ağaçların, hayvanların, yıldızların her an gayretle çalıştığı dünya evinde ben de onlara uymalıyım, kenarda yalnız başıma kalmamalıyım diyecektir. Böylece en önemli görevi olan kulluk faaliyetleri konusunda, kainattan muazzam bir yardım ve destek alacaktır.

Bismillah demekle Allah’ı hatırlayan kainatın ibadetiyle tanışır. Kainatın ibadetini ve o yolda gayretle, şevkle çalışmalarını fark ettikçe kendi ibadetini arttırır. İbadetini arttırdıkça kainatın ibadet konusundaki titizliliğini ( vazifesini yapmadaki ciddiyet ve hassasiyetini) daha fazla hisseder. Namazla, oruçla, zekatla, hacla tanışır. Böylece sonu cennet olan nimetlere artan heyecanla kavuşmaya devam eder.

Tüm kâinatın kulluğunu fark etmesi, kendisinin de kulluk vazifelerinin olduğunu hatırlaması ve yapma konusunda gayretinin artması Bismillah demesine bağlı. Bismillah demekle Allah’ı hatırlamayan kâinatın bismillah dediğini fark edemez. Her şeyi başıboş, kendi menfaati için çalışan düşmanlar olarak görür. Onlardan yardım alamadığı gibi, sürekli onlardan elem, acı alma şeklinde etkilenir.

Ömrümüzün çok kısa, lüzumlu işlerin çok olduğu dünya hayatında, dünyanın artan cazibesine aldanmayıp, nefse uymayıp asli işimiz olan ibadete devam edebilmek için her an, hem alırken hem verirken Bismillah demeye, kainatın besmelesini fark etmeye ve kainattan yardım almaya çok muhtacız. Ve bir inci sözdeki nasihate kulak vermeliyiz.

Mâdem herşey mânen, "Bismillâh" der, Allah nâmına Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi, "Bismillâh" demeliyiz. Allah nâmına vermeliyiz. Allah nâmına almalıyız. Öyle ise, Allah nâmına vermeyen gàfil insanlardan almamalıyız.”

Hiç yorum yok: