9 Şubat 2008 Cumartesi

Ateşte Yanmamak


Kur'an da peygamber kıssaları çok yer alır. Bu kıssalarda benzer imtihanlardan geçen insanların halleri anlatılır. En güzel davranışları sergileyen insanlığın şeref kaynağı peygamberler ve kamil insanların örnek ahlakları ders verilir. Böylece bizim de benzer imtihanlarda onları örnek almamız tavsiye edilir. Çünkü onlar bize göre çok daha çetin imtihanlara maruz kalmışlar ve güzel davranışlar sergileyerek daha dünya da binlerce yıl sonraları bile hatırlanır olmuşlar, ahirette ise ebedi saadete kavuşmuşlardır.

Kibir ve gururuna yenilip peygambere kulak vermeyenler ise daha dünyada kötü akıbetlere uğramışlar, ahirette ise ebedi cehennemlikler listesine dahil olmuşlardır.

Allah'ın bize en büyük lütuflarından biri olan Kur'an bize benzer imtihanlardan geçen insanların hallerini haber veriyor. Benzer imtihanlara tabi olan insanların hallerini anlatıyor. Kimlerin nasıl kaybettiğini, kimlerin neler yaparak kazandığını, kaybedenlerin dünyada akıbetlerini, kazananların dünyada akıbetlerini, kaybedenlerin ahiretteki durumunu, kazananların ahiretteki mükafatlarını uzun uzun anlatıyor. Kritik imtihanımız da bu ne büyük kolaylık. Kendimiz ve benzer imtihana alınan hemcinslerimiz hakkında en doğru haberlerin verildiği bu kitaptaki haberlerden mahrum kalmak ne büyük kayıp.

Kur’andaki kıssalara bu gözle baktığımızda yaşadığımız bir çok problemin çözümünü haber veren iretli kıssalar buluruz. Bunlardan birisi Hz. İbrahim'in (as) kıssasıdır. Enbiya suresi 51-73 ayetlerinde anlatılan bu kıssada günümüz dünyevileşen insanlarına dönük çok muazzam ibretler vardır. Ayetlerde haber verildiği gibi, tevhidi ilan ettiği için Hz. İbrahim (as) ateşe atılır. O ise her şeyin Rabbi'nin emrinde olduğunu bildiği için tam bir emniyetle sadece O'na tevekkül eder. O dev ateş yığını içerisinde rivayetlere göre 7 gün kalır ve kendisine sorulduğunda hayatta en mutlu günlerinin ateş içerisinde geçen günler olduğunu söyler.

Hz. İbrahim (as) ateşe atıldığında melekler ve mahlukat Allah’a dua ederler; ” Allah’ım, Senin dostun ateşe atılıyor bize izin ver onu kurtaralım” derler. Allah “ gidin o kuluma sorun eğer sizden yardım isterse ona yardım edin, eğer benden isterse ben ona yardım edeceğim” diye cevap verir. Meleklerin yardım talebine İbrahim (as) “ Hasbünellahu ve ni’mel vekil” (Allah bana yeter; O ne güzel vekildir) demek suretiyle peygambere yakışan bir şekilde sadece Allah’a tevekkül etmiş ve sonrasında Allah Ona ateşi musahhar etmiş, Onu ateşin zararlarından korumuştur.

Bu kıssa bize haber veriyor ki, her şey O’nun emriyle hareket ediyor. O’nun izni olmadan hiçbir sebep, hiçbir sonucu netice veremez. Sonuçları Allah yaratıyor. Ateş tabiatıyla yakmıyor, emir dinliyor. Hep yakıyor görüyorsak hep yak emrini aldığı için yakıyor. Nitekim saatlerce güneşin altında bekleyen sigara kağıdı kadar ince ve nazik yaprakları yakmıyor. Kilometrelerce yükseklerden düşen yağmur tanesi başımızı delmiyor.

Bu kıssa ve örnekler haber veriyor ki kâinatta cari olan kanunlar her an Allah’ın emriyle hareket ediyor. Külli kanunlar konulmuş ve mahlûkat bu kanunlara bırakılmış değil. Her sebep her mahlûka dönük her an emir alıyor. Bazı kulların sui istimaliyle zarar gördüğü sebepler, olaylar Allah’a iltica eden, güzel ameller işleyen başkalarına hizmet edebiliyor.

Sebeplerin abartıldığı, günümüz maddileşen dünyasında, olayların aleyhinde göründüğünde bunalan, engellerin dağlar gibi göründüğünde aşılmaz sanan, dinin emirlerini uygulamanın imkansız olduğunu zanneden insanına bu kıssada muazzam bir tevhid dersi var.

Eğer kul sadece Allah’a tevekkül ederse aleyhinde görünen tüm sebepler ona hiçbir zarar veremezler. Ateşin İbrahim (as) i yakmadığı gibi musibet ateşi, deprem ateşi, ailevi sorunlar ateşi, iş sorunları ateşi, hastalık ateşi onu yakmaz, bunaltmaz hatta ona hizmet edebilir. Allah o sebepleri ona hizmetçi yapar. Çünkü her şey, her an ve her işinde O’ndan emir alır, O’nun emriyle hareket eder. Ve kul Allah’a takva ile iltica ettiğinde Allah her şeyi onun lehine dönüştürür. Tıpkı razı olduğu örnek kulu İbrahim (as) a ateşi nura dönüştürdüğü gibi.

Hiç yorum yok: